Şile'deki bot kazası davasına devam edildi
Şile'de 3 yıl önce batan yük gemisinin mürettebatını kurtarmaya giden 4 kişinin ölümüyle ilgili dava görüldü.
Şile açıklarında 2012 yılında batan yük gemisinin mürettebatını kurtarmaya giden 3 kıyı emniyeti personeli ve bir balıkçının ölümüyle ilgili 10 kişinin yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
"ZORLA FIRTINALI DENİZE ÇIKARILDI"
Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya 9 tutuksuz sanık, olayda ölenlerin aileleri ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada söz alan şikayetçi Kamil Özben, olayda kardeşi bot kaptanı Cemil Özben'in yaşamını yitirdiğini belirterek, "Kendisi zorla ve baskı altında fırtınalı denize çıkarılmış, ölümüne sebep olunmuştur" dedi.
"FIRTINA NEDENİYLE GERİ DÖNMEK İSTEDİM..."
Duruşmada tanık olarak dinlenilen Kıyı Emniyeti'nde kaptan olarak görev yapan Serkan Dinç ise, "Olay günü sert bir hava vardı. Kilyos açıklarında sürüklenen gemi anonsu üzerine işletmeden talimat alıp açıldık. Şiddetli rüzgar vardı, fırtına nedeni nedeniyle limana geri dönmek istedim. Daire başkanı Arslan Dede limana dönmememi uygun bir yerde beklememi söyleyince Garipçe altında Hamsi Limanında makineler stopta bekledik" dedi.
"DENİZE ÇIKMAM KONUSUNDA BASKI YAPTILAR"
Bekledikleri sırada telsizden Şile açıklarında bir gemiden yardım çağrısı aldıklarını ve yardıma gitme talimatı aldıklarını belirten Dinç, "Riva açıklarına kadar gittim ama yine fırtına nedeniyle devam edemedim. Tekrar yardım talimatı alınca yeniden hareket ettim, gemi civarında arama yaptık. Ben Cemil kaptanın gemisinin battığında Şile açıklarındaydım, olayı doğrudan görmedim. Denize çıkmam konusunda Baş Enspektör Nuri Kadayıf ve Daire Başkanımız Arslan Dede baskı yapmıştır " diye konuştu.
"KAN KUSSA DA GİDECEKSİN"
Kendisine denize çıkması konusunda yapılan baskı üzerine denize çıkılmasının tehlikeli olduğunu izah ettiğini söyleyen Dinç, "Buna rağmen gitmem yönünde ısrarda bulundular. Daire Başkanı Arslan kendisine olumsuzlukları tekrar anlatmamı söyledi. Aynı şeyleri tekrarladığımda bir bağırma sesi duydum. Sesin Genel Müdürümüz Salih Orakçı'ya ait olduğunu anladım. Daire Başkanı Arslan bana 'Duydun mu gideceksin kaptan' dedi. Yol almaya devam ederken tehlikeli bulduğum için Arslan'ı tekrar aradım personelin kustuğunu söyledim. Bana 'Personelin kan kussa da gideceksin' dedi. Ben de 'Emniyetli görmüyorum, inisiyatifimi kullanarak dönüyorum' dedim ve döndüm" dedi.
BAKANLIĞA SORU SORULACAK
Mahkeme heyeti, sanıklar Ülker Acarer ve Bedri Olcay Özgürce'nin suç tarihinde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıklarını ve haklarında soruşturma izni şartı gerçekleşmeden dava açıldığını belirtti. Acarer ve Özgürce hakkındaki davanın kovuşturma şartı eksekliği nedeniyle durdurulmasına karar veren mahkeme Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'ndan sanıklar hakkında soruşturma izni verilip verilemeyeceğinin sorulmasına hükmetti. Duruşma ertelendi.
15'ER YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTEMİ
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 4 Aralık 2012 tarihinde Şile açıklarında yabancı uyruklu yük gemisinin batması sebebiyle gemi mürettebatını kurtarmaya giden Kıyı Emniyeti personelinin bulunduğu botun kurtarma faaliyeti esnasında battığı ve kaptan Cemil Özben, yağcı Turgay Sarıboğa, makinist Mehmet Genç ve balıkçı Mümin Akgün'ün boğularak yaşamını yitirdiği belirtildi. Olaya ilişkin verilen bilirkişi raporunda, Kıyı Emniyetinin kurtarma ile ilgili kıyıda önlem almadığı, botları görevlendiren kişilerin olayda yüzde 50 tali kusurlu olduğu belirtildi. İddianamede, dönemin Kıyı Emniyet Genel Müdürü Salih Orakçı hakkında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'ndan soruşturma izni verilmemesi nedeniyle takipsizlik kararı verildiği kaydedilirken kriz tutanağına imza atarak botu görevlendiren Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nde çalışan 10 şüpheli hakkında "Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçlamasıyla 3'er yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle Anadolu Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı.