Tuna nehri
Merhaba,
1985 yılının Şubat ayında İstanbul Moda önünden alargadaki gemime katılıp 2.çarkçı olarak ilk seferime çıktım. İlk sefer denize açılmanın mutluluğu içinde hemen kamarama yerleşip, gemideki arkadaşlarla tanışma faslının yanı sıra bir yandan da boğazın güzelliklerini seyrederek, Karadeniz’e doğru açılmaya başladık.
İlk seferim Romanya’nın Galati limanınaydı. Okulda, birçok bilgi öğrenmiştim ama bunları pratikte uyguluyor olmak gemiyi, makinelerini, çalışma ortamını, denizcilikte ortak yaşamı fiili olarak ta gerçekleştiriyor olmak çok güzeldi. İlk defa yurt dışına çıkıyor olmak ta ayrı bir heyecan veriyordu.
Boğazdan çıkarken hava oldukça soğuk ve karla karışık yağmur yağışlıydı. Romanya’ya yanaştıkça soğuk artıyor, yağmur yerini kara bırakıyordu. Tuna nehrinin girişinde kılavuz kaptanı bekliyorken lapa lapa kar yağıyor her taraf bembeyaz olmuştu. Nehrin her iki yanındaki doğal güzellikleri seyrederek Galati’ye vardık. Liman işlemlerini bitirdik. Navlun için ambarlarımızı hazırlayıp çarkçıbaşım rahmetli Kadir ağabey’in önderliğinde Galati’yı keşfetmek üzere yanımıza Türkiş yeşil 10 dolarlarımızı (Romenlere, Türkiş 10 dolar diye kaptırdığımız eski yeşil kağıt 10 liralar ) da alarak büyük bir hevesle limandan çıktık. Fakat bırakın Galati keşfini kar yağışından 3-4 metre önümüzü bile göremiyorduk. Yerdeki kar kalınlığı 60 cm yi bulmuştu . Yaklaşık iki saat karla boğuştuktan sonra gemiye dönmek zorunda kaldık.
Gece kar yağışı durup don yapmaya başlamıştı, ertesi gün yükleme işi bitip yola çıktığımızda Tuna nehrinin üzeri donmaya başlamıştı. Devir daim pompası nehirden su çekemediğinden ana makine hararet yapmaya başladı. Önümüzdeki buzu kırmak için çapayı attığımızda 500kg lık çapa buzun üzerinde kalıyor buzda hiçbir hareket oluşmuyordu. Arka arkaya üç Türk gemisiydik. Küpeşteden aşağı indiğimizde buzun üzerinde yürüyebiliyorduk fakat gemideki asker kılavuz kaptan buzun üzerine çıkmamıza izin vermiyordu . Soğuktan donmuş hareket edemeyen çeşit çeşit kuşları, tilkiler, çakallar buzun üzerinde yakalayıp yiyorlar, biz de makine dairesindeki eski civataları somunları fırlatarak kuşları kurtarmaya çalışıyorduk. Yaklaşık 3-4 saatlik bir mücadeleden sonra SSCB den bir buzkıran gelerek önümüzü açmaya başladı. Biz de peşinden ağır ağır ilerleyerek donan Tuna nehrinden pervanenin kanadından bir parça kopararak çıkmayı başardık. Diğer iki Türk gemisi saç atmasından dolayı Romanya da kızağa çekilmek zorunda kaldı. Biz de bol sarsıntılı bir yolculuktan sonra yükü boşaltıp pervaneyi değiştirmek için Tuzla’ya geldik .
O sene çok sert bir kış geçirdik . 1954 teki gibi olmasa da Boğazdan buz parçacıkları geçmiş gazetelere çıkmıştı. Gemiciliğe böyle bir seferle başlamış olmamın iş hayatımda apayrı bir yeri vardır. Pruvanız neta olsun.
Aşağıdaki bölüme makale ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz
YORUMLARINIZ