Deniz ve denizcilik
Sizlerle paylaşmak istedim;
Denizde çalışan bir emekçinin denizde karşılaştığı zorluk ve sıkıntılarını en iyi anlayabilen yine, denizde emek vermiş & çalışmış biridir. Şirketteki masa başında, gemi idaresini en iyi bir şekilde yapabilecek biri yine, denizde çalışmış biridir. Gemi sahibi armatörün, gemisi için, gemi personelinden yapılmasını istediği bir işi istemesi için önce kendini, o işi yapacak olan kişinin yerine koyarak talepte bulunması gerekir. Gemide çalışan birinin öncelikle neden denizi tercih ettiğini bilmesi gerekir. Gemide çalışmak zorunda olan birinin, neden zorunlu olduğunu bilmesi gerekir. İşi yapacak o işçinin, kendisine verilen işi ne derece doğru ve zamanında bitirebileceğini, bunun içinde, işçinin nelere ihtiyacı olduğunu, işverenin bilmesi gerekir.
Geçici olarak zorunlu çalışan birinden iş istemek, düşmandan su istemekten farksızdır.! Bana göre..! Düşman edinmek kolaydır ama dost edinmek de kolaydır… Yeter ki karşılığı dostça olsun. Denizde çalışan personele dostça davranmak, dürüstçe yaklaşmak, ihtiyaç olduğunda ona el uzatmak ve ihtiyaçlarını zamanında temin etmek, kendini bilen bir denizci için, kendini her konuda feda etmeye hazır hissetmemekten başka alternatifi yoktur. Deniz ortasında çaresizce ve umutsuzca kaldığı zamanlarda bile, o kişinin en azından arkasında yardım elini uzatmak için hazır bekleyen birinin bulunduğunu bilmesi, ona o andaki zor şartları unutturacak ve yaşama gücü ile birlikte güven duygusu da verecektir. Eğer o, bu güven duygusunu verecek olan birilerinin ya da nedenlerinin var olduğunu hissederse, onun yapamayacağı hiç bir şey yoktur. Çareler tükenmez derler ama çareyi mazeretsiz bulacak kişinin de yine imkanlar ve netice itibarıyla kendisi ya da yakınları için çıkar sağlamayacaksa, tükeneceği, bilinen bir gerçektir.
Her meslekte olduğu gibi, yapılan ya da yapılacak iş, sevilerek, istenerek yapılırsa & yapılacaksa başarılı olunur, severek yapılmayan bir işte insan, zaten başarılı olamaz. Başarı için sevgi & istek şarttır ve gereklidir. Bu sevgi ve isteği vareden, körükleyen de, yapılan işin karşılığını hakkınca, maddi ve manevi olarak alabilmektir.
İş hayatında bazı değişmez kurallar & ticari amaçlı kurnazlıklar, politikalar elbette vardır, olacaktır da ama bunu, denizde çalışan birine uygulamak, hissettirmek, her zaman kendini evinden ve sevdiklerinden uzun bir süre ayrı kalmak zorunda olan birine yansıtmak, hem vicdanen hem de, Allah katında yanlıştır ve inançlı biri için günahtır. Gemi idaresinin & gemi kaptanlığının sadece gemiyi yürütmekten, alınan ve verilen talimatları uygulamaktan ibaret olmadığını kaptanlık yapan ve yapmış olanlar iyi bilir. Tek başına gemide kaptanlık yapmanın & gemiyi idare etmenin de mümkün olmadığı yine, kaptanlık yapan ve yapmış olanlar tarafından iyi bilinir.
Her işte olduğu gibi geminin de sevk ve idaresinin muntazam işlemesi için, takım çalışmasına ihtiyaç vardır. Gemide çalışan her bir elemanın iş ve beyin gücüne ihtiyaç vardır. Eğer birinin iş, ya da beyin gücü eksikse, bu eksikliği tamamlayan ikinci bir güce, muhakkak ihtiyaç vardır. Eğer gemide bu eksikliği tamamlayıcı kişiler yeterince bulunuyorsa o gemi işler, işletir..! Gemiye gönderilecek personelin, armatör ya da şirket personel müdürünün bu konuda tecrübeli ve iş bilir olması hakikaten çok önemlidir. Her yeterli ehliyete sahip kişiler, eğer tartmadan-tanımadan gemiye gönderilecek olursa -ki bunun sonuçları aşikardır- hem gemide mevcut olan düzen bozulur, hem de iş gücü, iş emniyeti, iş başarısı, v.s. Azalır.
Personel eğitimi, tecrübesi ve kifayeti çok önemli bir konudur. Bu gerek güverte gerekse makine kısım amirlerinin özellikle üzerinde durması gerekli olan önemli ve hassas bir konudur. Uyulması gerekli kurallar ve talimatlar her ne kadar personele, gerek ISM gereği toplantılar yapılarak, gerekse yazılı olarak veriliyor & afişlenip boy boy duvarlara asılıyor olsa bile, kısım amirlerinin bu konuda personeli sözlü olarak da, sık sık uyarması ve yakından takip etmesi gerekmektedir.
Önceden alınmış olan tedbirlerin, sonradan olabilecek kazaların yarısını, etkisiz duruma getirmiş olabileceğini, çalıştıracağı kişiye & iş yaptıracağı personele, uygun bir şekilde anlatması ve onları buna alıştırması, iyi bir idarecilik örneği olacağı gibi, bu bile, kendisini sorumluluktan ve vicdan azabından az da olsa kurtarmaya yetecektir. Bunu uygularken, kendisinin de örnek bir davranış sergilemesi, ilk önce kendisinin dikkat etmesi, haliyle zorunludur.
Gemi içinde sağlık da önemli bir husustur. Sağlıklı olarak işe başlayan bir personelin, eğer daha önce sağlığı ile her hangi bir sorunu olmamışsa ve gemide böyle bir sorunla karşılaşmışsa bu gemi içindeki sosyal yaşantısından ya da çalışma bozukluğundan hatta ekonomik sıkıntıdan da kaynaklanmış olabileceği düşünülmelidir. Bedensel sağlık sorunu, ilaçla ve iyi bir ortamda tedavi edilebilir ama ruh sağlığı ve zihin & beyin sorunu, sadece ilaçla tedavi edilemeyebilir. Denizde çalışan birinin, karada çalışan birinden çok daha fazla manevi huzura ihtiyacı vardır. Bunun en iyi ilacı da iyi koşullarda çalışmak ve ekonomik sıkıntı yaşamamaktır.
Gemiyi iyi koşullarda tutmak ve gemi içi sosyal yaşantıyı zenginleştirmek, başta şirketin tutumu ve imkanlar dahilinde yine personelin işidir. Gemiyi; gemi yapan personeldir. Gemiyi işyerinden ziyade kendi evi gibi düşünen personel zaten başta temizlik olmak üzere hem kendi sağlığını hem de mesai arkadaşlarının sağlığını düşünecektir. Bütün bunları neden mi anlatıyorum..? Dedim ya..! Anlatmak ve paylaşmak ihtiyacını hissettiğim için..! Benim de çorbada tuzum olsun istedim. Yorum okuyanın..! Tuzlu mu yoksa, tatlı mı..!? Buna siz, okuyanlar karar versin..!?
Saygılar, sevgiler.
Aşağıdaki bölüme makale ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz
YORUMLARINIZ