Denizci, Eğitimci ve Akademisyen (1)
Denizcilik, çok uzun zamandır denize kıyısı olan ülkelerde, şehirlerde ve adalarda yaşayan insanların aralarından bazıları veya tamamı için öncelikle bir ilgiyle, alakayla ve sonrasında zorunlu olarak bir alışkanlığa veya sevgiyle büyüyen bir tutkuya, en sonunda da bir mesleğe dönüştü. Bu insanlar denizcilikle uğraşmaya başladılar. Deniz kıyısında büyüyen; denizci, babadan oğluna geçen bir meslek oldu. Bugün artık kürek yok, buharlı nehir gemileri de yok ama çok daha gelişmiş ve teknolojik donanıma sahip gemiler var. Denizlerde yaşayan ve gittiği ülkelerde aylarca, yıllarca kalan denizciler de yok bugün. Büyük bir taşımacılık endüstrisinin merkezinde artık denizcilik. O kadar büyük bir endüstri ki! Sınırlarını belirlemek ve ifade edebilmek çok güç. Ana ve yan sanayiler ve ona destek veren sanayilerden bile bahsedebiliriz. Ondan vazgeçmek, onu görmemek ve onu önemsememek çok büyük bir basiretsizlik, körlük, ahmaklık olarak tanımlanabilir.
Yıllar yılları kovaladı, kovalarken piri reis, barbaros, kolomb, çaka reis, Cook vb pek çok denizcinin adını duymaya başladık, duyduk! Şimdi ise okuyoruz. İlk kütük ve hatta öncesindeki bir yüzer oyma kütük saldan yola çıkan insan, ahşap teknelere, oradan da çelik ve bugün alüminyum, karbon fiber teknelere sahip olmaya kadar uzanmıştır. Önceleri gözler radar, kıyı çizgisi ve yıldızlar yön ve mevki bulmakta yaralanılan birer kaynak iken bugün radar ekranları, antenleri ve elektronik haritalardaki noktalar mevkilere, elektronik çizgiler rotalara dönüştü. Kürekler çekerek yürütülen gemiler, yelkenlerden ve buharlı makinelerden sonra bugün elektrik motorlu gemilere dönüştü. Tonajlar büyüyor, teknik gelişiyor ve dev gemiler, daha büyük gemiler yapıyoruz. Yüzlerce köle ile yürütülen gemiler yok artık, 10-15 bazen de 25 kişi ile donatılan ve yürütülen gemiler var bugün. Gemilerin yürütülmesi bir zamanlar çok önemliydi artık o gemileri işletebilmek, bir yük hattına sokmak veya ona yük bulmak çok önemli. İstediğiniz kadar gemi sahibi olabilirsiniz ancak onları işletemediğiniz sürece sahibi olmanızın hiçbir anlamı yok.
Bugün sadece Türkiye’de değil bütün dünyada bir çağ açma zamanı. Bu çağı açıp kapatmak insanların elinde. Bir dönemeç önümüzde duran ve bizi bekleyenler şayet görebilirsek. Ya farkına varıp döneceğiz ya da aynı rotada seyretmeye devam edeceğiz. Birileri dönmeden farkına varıp dönmeliyiz ki önde olabilelim, öne geçebilelim. Aksi takdirde geçmişteki gibi birilerini bekleyip onların ardından dönersek gelecekte de gerilerden seyreden olacağız.
Konu bir yeni dönem niteliğinde. Konu denizcilik eğitimi veren eğitim kurumlarımızla ilgili. Bir görüş geliştirmeliyiz ve bu görüşe ulaşmak için bazı görevlerimizin olduğunu görmeliyiz.
Zeki YAŞAR
yasarzeki@hotmail.com
Kaynak: Kişisel Araştırmalar
Eklenme tarihi: 10.11.2010
Bu yazı 3772 kez okunmuştur
|
Aşağıdaki bölüme makale ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz
YORUMLARINIZ