ÜLKEMİZDE DENİZCİLİK EĞİTİMİ NERELERDE.
Türk denizciliği nereye gidiyor? Bu soru yıllardır tüm denizcilerin veya daha doğru bir deyişle düşünen denizcilerin kafasını kurcalayan bir sorudur.
Her yıl çıkartılan yeni düzenlemeler ve çözüm yolu olduğu sanıla, şaçma sapan yaptırımlar. Ve en önemlisi şu anda bu sektör için hizmet verecek elemanları yetiştiren kurumların, birbiriyle sıkı bir çekişme içinde olmaları.
Burada bahsetmek istediğim; özel okullar, fakülteler, meslek yüksek okulları ve meslek liseleri. Bütün bu okulların kendi nazarında tek bir kaygısı var, o da en iyi elemanı yetiştirmek yada en iyisi biziz diyebilmek. Yalnız bu gün hiç tartışılmayan bir nokta var; iyi eleman nasıl yetiştirilir ve nereden başlar bu eğitim.
Bu gün meslek lisesinde okuyan bir öğrenci, o meslek hakkındaki temel bilgiyi, 16-17 yaşında almaya başlıyor. Peki ya sonra. sonra mı? Size bir örnek vermek istiyorum. Meslek lisesinden birincilikle mezun olmuş bir öğrenciyi ele alalım. Ağırlıklı orta öğretim başarı puğanı (AOBP) en yüksek seviyede yani 100 ve bu öğrencinin o seneki sınavda birinci olduğunu yani 300 puan aldığını düşünelim, elde ettiği toplam puan 400. Eğer branjı dışında bir tercih yapacak olursa, AOBP 0,3 ile çarpılacak, yani sonuç puan 327 olarak elde edilecek. Bu öğrenci güverte bölümü mezunu olsun ve İTÜ güverte de okumak istesin, yani kendi branjı olan bir bölüm. Fakat sınav sistemimiz bunada hayır diyor ve ek puan uygulamasını kaldırıyor. Sebepse: Bölümün ismi, gemi güverte değilde, gemi ulaştırma ve işletme mühendisliği olarak değiştirilmesi. Sonuç: Öğrencinin 0,3 ile çarpılmış AOBP 327, İTÜ gemi ulaştırma ve işletme mühendisliği bölümünün istediği taban puan 333.
Tabiki işin ilginçliği bu verdiğimiz örnekle de kalmıyor. Gelelim gemi adamlarına uygulanan sınavlara. Bu gün denizcilik fakültesinden mezun biri, uzakyol vardiya zabiti yeterliği almak için sınava girmeye hak kazanıyor. Ve bir diğer denizcilik meslek lisesi mezunu vardiya zabiti (3000 GRT) yeterliği almak için sınava girmeye hak kazanıyor. Uygulanan her iki sınavda neredeyse birbirinin aynısı. Ve bu yeterlikleri alan iki ayrı şahısın, şirketlere gittiklerinde iş bulma olasılıkları arasında dağlar kadar fark var. Peki şimdi size soruyorum; bu iki şahısı birbirinden ayıran nitelik, girdiği sınavlar mı, eğitimlerini veren kurumlar mı yada ehliyetlerinde yazan yeterlikleri mi? Bizler insanları, acaba ne kadar ölçüyoruz, bu sınavlarla.
Şu anda denizcilik meslek liselerine verilen yeterlikler, güverte: Sınırlı vardiya zabiti (500 GRT), makine: sınırlı makine zabiti (750 KW). Allah aşkına bunlar komik şeyler. Biz gençlerimizi kandırıyoruz, onlar bunun farkında değiller. Ve önlerine, bilinçsizce konulan barikatları aşacak, güçlerinin olduğuna da inanmıyorum. Eğer bizler bunların farkına varmışsak ve bu sistemi değiştiremiyorsak, gençlerimizin (gençlerden kastım meslek lisesinde okuyan arkadaşlarımız) bu sisteme alet olmasını engellemeliyiz. Bunuda başarmanın yolu, onları ezmek değil, ezilmeden üst noktalara taşımaktır. Çünkü ne bu denizler biter, ne de denizlerdeki gemiler.
Not: Bu konu hakkında daha geniş bir bilgiye sahip olan veya daha geniş bir bilgi isteyenler benimle irtibata geçebilir.
Aşağıdaki bölüme makale ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz
YORUMLARINIZ